Psikolog As: Doğal afetlerde ki acılar hemen dinmez

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremde çok sayıda vatandaş hayatını kaybederken çoğu vatandaşta psikolojik olarak yaşanan durumdan etkilendi. Urfa Değişim mikrofonlarına konuşan psikolog Nur Sena As uyarılarda bulundu.

6 Şubat’ta asrın felaketi olan Kahramanmaraş merkezli depremde çok sayıda insan hayatını kaybederken çok sayıda iş yeri ve ev de zarar gördü.

Özellikle deprem sonrası yapılan arama kurtarma çalışmaları ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan görüntüler sadece deprem bölgesinde değil, tüm Türkiye’nin psikolojisini bozdu.

Haber63Urfa mikrofonlarına konuşan psikolog Nur Sena As yaşanan deprem hakkında uyarılarda bulunarak vatandaşların yaşanan durumdan en az hasarla kurtulmaları için tavsiyeler de verdi.

“İNSANLAR DEPREMDEN SONRA DÖNEMSEL HASTALIK YAŞAYABİLİR”

Deprem bölgesinde yaşayan insanlarda dönemsel olarak bazı hastalıkların oluşabileceğinin altını çizen Psikolog Nur Sena As “Öncellikle anormal bir durum yaşadık. Bu durumda verdiğimiz tepkiler çok normal. Deprem bölgesindeki insanların verdiği tepkileri normal karşılamalıyız.  İnsanlarda Kas ağrısı, baş ağrısı, mide ağrısı, iştahsızlık, uykusuzluk problemleri yaşayabilirler.  Tepkisizlik, ara ara ağlamalar, donup kalma, üşüme titreme gibi durumlar yaşayabilir. Bunlar gayet normal tepkiler zihnimiz, bedenimiz yorgun olabilir telaşlanmayın deprem bitikten sonra vücut doğal iyileşme sürecine geçebilir. Doğal iyileşme olmazsa psikolojik destek alınması gerekir. Bana ne oluyor? Ne oluyor? Neden böyleyim? Neden toparlanamıyorum diye düşünmeyelim. Öncellikle insanların fiziksel ihtiyaçları karşılanmalı. Bunlar ise arama kurtarma çalışmaları devam edecek. Barınma yeme içme tuvalet ihtiyaçları karşılanmalı daha sonra psikolojik destek verilebilir.” dedi.

RUHSAL DENGEMİZİ KORUMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?

İnsanların ruhsal olarak dengelerini nasıl koruyabileceğine dair bilgiler veren psikolog As “Biz şuan hayattayız, sıcak yatağımızdayız diye suçluluk duyan insanlar var. Onlar yerin altında biz buradayız, elimizden bir şey gelmiyor, neden yaşıyoruz deyip kendini suçlayan insanlar var. Bu dönemde çaresizlik ve suçluluk duygusu normal bir durum zamanla düzene girecek. Rutinimize devam edelim, eski yaşantımız nasılsa ona uyum sağlamalıyız. Ruhumuzun, bedenimizin buna ihtiyacı var. İnanışınıza göre ibadet edebilirsiniz. Bu sizin teslimiyet duygunuzu artıracaktır. Bu dönemde suçlu aramayın.  Suçlamalar en sonunda sizde öfke patlamalarına neden olabilir” diyerek tavsiyelerde bulundu.

“İNSANLAR SOSYAL MEDYADA VİDEO PAYLAŞMAYA ARA VERMELİ”

Özellikle sosyal medyada paylaşılan görüntülerin insan psikolojisine zarar verdiğini aktaran As “İnsanların enkaz altında çıkış anları, binanın yıkılış anlarını insanlar sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar. Bunlar tramvatik durumlardır. İnsanlar o an keşke yardım edebilseydim diye düşünüyor ve yardım ettikçe rahatlıyorlar. İçlerindeki suçluluk duygusu hafifliyor ama bunlara mola vermeleri gerekiyor çünkü bunlar tramvatik görüntülerdir. Siz farkında olmadan bu görüntülerden etkileniyorsunuz. Yakınlarınızı merak edebilirsiniz. Deprem anını sürekli konuşmayın. Yıkıcı etkilerden bahsetmeyin. Bunlara mola verin.” ifadelerini kullandı.

“ENKAZDAN ÇIKARILAN KİŞİYE DRAMATİZE SORULAR SORMAYIN”

Herkesin yardım için seferber olduğunu fakat bazı yardımların enkaz altındaki kişiye zarar verdiğinin altını çizen psikolog As “Deprem bölgelerine ya da doğal afet bölgelerine herkes yardım etmek için gitmek istiyor fakat bu durum zararlı olabilir ve oraya deneyimli kişilerin gitmesi daha iyi olur. Enkaz altındakilerle çok konuşmayın, net gerçekçi bilgiler aktarın. İnsanları zorla konuşturmayın, deprem anını sürekli anlat demeyin. Kişiyi zorla konuşturmayın. Kişi anlatmak istiyorsa anlatsın. Konuşma hızına müdahale etmeyin. Hızlıda konuşabilir, yavaşta konuşabilir. İçinden nasıl geliyorsa öyle aktarmasına izin verin.  Eğer kişi temasa izin verirse temasta bulunabilirsiniz. Göz teması kurabilirsiniz. El ve sarılma teması olabilir. Bu ona güven ve yanında olduğunuz imajını verecek. Bu ona iyi gelecek. Enkaz altında kişiyi çıkarınca sorular sormak normal çünkü o kişinin bilincinin yerine olup olmadığı kontrol edilir.  Çok fazla üstüne gitmek normal değildir. Durumu dramatize sorular sormak yanlıştır. Kıs ve net sorular sorulması gerekir. Kardeşin var mı? Enkazda kaç kişi kaldı adın nedir, gibi kısa sorular sorulabilir.” şeklinde konuştu.

“DOĞAL AFETLERDE Kİ ACILAR HEMEN DİNMEZ”

Gündelik hayatta olaylar sonrası kişinin yaşadığı durumu atlatması için bazı sözcükler kullanarak kişinin rahatlaması önüne geçmenin yanlış olduğunu söyleyen As uyarılarda bulunarak şunları kaydetti  “Hayatta olduğun için şükür et,  sevdiklerin yanında, evin yıkılmadı bu bir kaderdir şükret gibi telkin edici sorular gibi gelse de o kişinin en son duymak istediği şey olabilir. Belki ailesini kaybetti, yerini yurdunu kaybetmiş olabilir. Ya da aşırı olumlu konuşmakta doğru değildir. Onun  sadece duygularını aktarmaya ihtiyacı var. Sadece ağlamaya o an ne çektiğini anlatmaya ihtiyacı var. Doğal afetlerde ki acılar hemen dinmez. Bu acılara saygı duyulmalı ve akışa bırakılmalıdır.  Temasta bulunarak yanlarında olalım.” dedi.

“İNSANLARIN ACILARINI KÜÇÜMSEMEYİN”

Daha sonra sözlerine devam eden As şunları ekledi “ Barınma, yemek ihtiyacı, ısınma ihtiyacı gibi temel ihtiyaçlar karşılanmasına yardımcı olabilirsiniz. Ara ara onun yanına giderek onun yanında olduğunu göstererek bu onu iyi hissettirecektir. Bu insanların grup halinde olması daha iyi, yalnız bırakılmamalı. Uyku uyumak istemeyebilirler. Yemek yemek istemeyebilirler iştahları olmayabilir. Su ve yemeğini yanına bırakın. “İstediği zaman alabilirsin”. “Bir ihtiyacın olduğunda bana ulaşabilirsin” deyip yanından ayrılın.  Üzerine gitmeyin onun alanına saygı gösterin. Bu anlarda titreme olabilir. o an da “Sana ne oluyor?” dur demek yerine bırakın titremesi geçsin çünkü beden kendini sakinleştirmek için böyle bir tepki verebilir. O duyguyu boşaltmak için böyle bir şeye ihtiyacı vardır.  Kişi titriyorsa titreyebilir, ağlamak istiyorsa ağlayabilir. Çaresiz hissedip üzülüyorsa üzülebilir. Onu o haliyle bırakın ve yanında olun. Onun yalnız olmadığını, tüm Türkiye’nin onun için elinden geleni yaptığını söyleyin lütfen gerçekçi olun. Acıları küçümsemeyin, yara alsın ya da almasın, sevdiğini kaybetsin, ya da kaybetmesin. Evini kaybetsin ya da kaybetmesin hiç fark etmez. Acıları kabul edin, acıya saygı gösterelim, o kişin o durumunu küçümsemeyelim, milletçe hep birlikte onların yanında olalım.” sözlerine yer verdi.

 

Psikolog As Kahramanmaraş merkezli 7.6 büyüklüğündeki deprem